ABD'nin Yarı İletken Geleceğine Yatırımı Artıyor
🌐 ABD'nin Yarı İletken Geleceğine Yatırımı Artıyor
🔍 Amerika Birleşik Devletleri'nde teknolojik bağımsızlık ve inovasyonun ön saflarında yer almak adına, Joe Biden yönetimi, teknoloji devi Intel ile önemli bir finansal anlaşma yaparak yerli yarı iletken çip üretimini güçlendirme yolunda büyük bir adım atmış bulunuyor. Bu stratejik hamle, Intel’e toplamda yaklaşık 20 milyar dolar değerinde hibe ve kredi sağlamayı kapsıyor.
🌵 Açıklanan detaylara göre, Intel için Arizona'da gerçekleştirilecek bu finansman paketi, 8,5 milyar dolarlık bir hibe ile 11 milyar dolara kadar uzanabilecek bir kredi ön anlaşmasını içeriyor. Fonların bir bölümü, iki yeni fabrika inşası ve bir mevcut fabrikanın modernizasyonu için ayrılacak.
🏭 Ticaret Bakanı Gina Raimondo, bu anlaşmayı "büyük bir anlaşma" olarak tanımlarken, ABD'deki yarı iletken üretim alanında yapılan en büyük yatırımlardan biri olarak vurguladı. Raimondo'nun belirttiğine göre, bu yatırım, ABD'nin yarı iletken üretimindeki payını şu andaki sıfır seviyesinden, 2030 yılına kadar %20'ye yükseltebilme potansiyeline sahip.
🌏 Global ölçekte, ABD'nin yarı iletken üretim kapasitesinin payı, 1990'da %37 iken 2020'de %12'ye düşmüş durumda. Bu gerileme, ABD'nin Çin ve Tayvan gibi ülkelere olan bağımlılığını artırıyor. Bu yüzden Biden yönetiminin yatırımı, bu bağımlılığı azaltmayı amaçlıyor.
💰 Bununla birlikte, Ticaret Bakanlığı yarı iletken çip üretimi için devlet sübvansiyonlarına 28 milyar dolar ayırmış ve 75 milyar dolarlık bir kredi verme yetkisi ile destekleyici bir çerçeve sunuyor. Bu yatırımlar, Intel dışında GlobalFoundries ve Microchip Technology gibi şirketlerin de teşviklerle desteklenmesini içeriyor.
🚀 Intel, bu teşviklerin ardından, dört ABD eyaletinde fabrikalar inşa etmek ve mevcut operasyonlarını genişletmek üzere 100 milyar dolarlık bir yatırım planını harekete geçirdi. Bu planın odak noktasında, dünyanın en büyük yapay zekâ çip üretim tesisi olması beklenen Ohio'daki bir alanın geliştirilmesi bulunuyor.
Bu stratejik ve finansal hamlelerle, ABD yarı iletken üretimindeki konumunu güçlendirmeyi ve küresel teknoloji sahnesindeki rekabetçiliğini artırmayı hedefliyor. Bu yatırımların, teknolojik inovasyon ve ekonomik büyüme üzerinde uzun vadeli olumlu etkiler yaratması bekleniyor.